Dinozorlar Ne Tür Sesler Çıkarıyorlardı?
Hayvanlar birbirleriyle konuşamazlar, bu nedenle farklı yollarla haberleşirler. Sesleri, kokuları, dokunmayı ve görsel sinyalleri birbirlerine ne olup bittiğini anlatmak için kullanırlar. Dinozorlar da benzer yöntemler kullanarak birbirlerine mesaj yollamış olabilirler.

Dinozorların karmaşık kulakları vardı ve muhtemelen iyi duyuyorlardı. Yani bir çok değişik sesi kullanarak birbirlerine mesaj yolluyor olabilirlerdi. Birçok dinozor, büyük olasılıkla günümüzdeki sürüngenler gibi tıslıyor, homurdanıyor ve büyük olanlarda kükrüyorlardı. Büyük bir olasılıkla çok azı birbirlerine hadrosaurs gibi kolaylıkla ayırt edilebilen çağrılar yapabiliyordu. Hadrosaurs bu çağrıları boynuzları, ibikleri ve şişirilebilen burun kanatları yardımıyla yapabiliyordu. Bilim insanları bunun mümkün olduğunu düşünüyorlar. Çünkü değişik hadrosaurs kafatası modellerine doğru üflediklerinde her kafatasından değişik bir ses elde ettiler.
Büyük sürüler halinde yaşayan dinozorlar, sürü üyelerini tehlikeye karşı uyarmak için sesleri kullanmış olabilirler. Parasaurolophus tehlike tehdidi karşısında ötüyor olabilirdi. Ördek gagalı Edmontosaurus, belki deri kesesini burnunun üstüne doğru şişirip rakip erkeklere böğürüyordu. Belki de genç dinozorlar yetişkinlerin dikkatini çekmek için ciyaklıyorlardı.
Parasaurolophus ve Lambesaurus gibi hodrosaurların içi boş ibikleri vardı. Hava geçitleri burundan ibiğe ve boğazın aşağılarına kadar uzanıyordu. Bu dinozorlar nefes alıp verirken ötme gibi sesler çıkarabiliyorlardı. Değişik tip ibikler değişik tip sesler üretiyordu.
Büyük ihtimalle dinozorların tek iletişim yolu sesler değildi.
Dinozor beyni fosilleri, birçok dinozorun iyi koku alma duyusu ve iyi gelişmiş burun delikleri olduğunu gösteriyor. Güçlü koku duyusu, dinozorların koklayarak yiyecek bulmasına yardımcı oluyordu. Eğer dinozorlar bazı bilim insanlarının düşündükleri gibi koku sinyalleri bırakıyorlardıysa, bir eş bulmak için de koku duyularını kullanıyorlardı. Brachiosaurus'un kafasının üstünde büyük burun delikleri vardı. Bunun nedenini kimse bilmiyor ama belki de burun deliklerinin büyük olması, onların su bitkilerini yerken aynı zamanda nefes alabilmelerine de olanak tanıyordu.